Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, 6 Şubat’ta meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremler sonrası vakıfların ve hayırseverlerin seferber olduğunu belirterek, “Yüzlerce vakıf birkaç gün içerisinde deprem bölgesinde konuşlandı.
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, 6 Şubat’ta meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremler sonrası vakıfların ve hayırseverlerin seferber olduğunu belirterek, “Yüzlerce vakıf birkaç gün içerisinde deprem bölgesinde konuşlandı. Bu bizim milletimize özgü bir davranıştır, bir anlayıştır. Bu bizim inancımızdan kaynaklanıyor. Medeniyetimizle ne kadar övünsek azdır.” dedi.
Erbaş, Konya Müftülüğü, Türkiye Diyanet Vakfı ile Gençleri Evlendirme ve Mehir Vakfı tarafından bir otelde düzenlenen “Hayırseverler Buluşması” programında İslam medeniyetinin yardımlaşma ve vakıf anlayışıyla kendini gösterdiğini söyledi.
Türk milletinin asırlardan beri farklı sorunlarla mücadele ettiğini kaydeden Erbaş, “Bir terör örgütü bastırılıyor, başka bir terör örgütü üzerimize salınıyor ama bu millet onlarla mücadele ediyor. Geçmişte nasıl Çanakkale’de mücadele ettiysek, nasıl Sakarya’da, Dumlupınar’da, nasıl Malazgirt’te mücadele ettiysek, bugün vekalet savaşlarıyla o gün cephede karşımızda olanlar, bugün kendileri geri planda ama bizim önümüze terör örgütlerini kurdurup, onlara destek vererek tırlar dolusu silahlarla destekleyerek üzerimize salıyor. Ama hayır yapan herkesin o yapılan hayırları ve milletimizin aldığı dualarla biz bu imtihanları geçiyoruz.” diye konuştu.
“Bu bizim inancımızdan kaynaklanıyor”
Erbaş, 17 Ağustos 1999’da meydana gelen 7,4 büyüklüğündeki Gölcük Depremi’ni Sakarya’da yaşadığını anlatarak, 6 Şubat Kahramanmaraş merkezli depremlerin de tarihin gördüğü en ağır depremlerden olduğunu söyledi.
Devletin bütün kurumlarının deprem bölgesinde olduğunu vurgulayan Erbaş, şöyle devam etti:
“Vakıflar olmamış olsaydı, devletimize vakıflarımız destek olmamış olsaydı, devlet daha çok sıkıntı yaşardı. Oraya gidiyorum, Türkiye Diyanet Vakfının mobil mutfağı orada, öbür tarafta Mehir Vakfı, diğer tarafta İHH, öbür tarafta başka bir vakıf. Yani yüzlerce vakıf birkaç gün içerisinde deprem bölgesinde konuşlandı. Bu bizim milletimize özgü bir davranıştır, bir anlayıştır. Bu bizim inancımızdan kaynaklanıyor. Medeniyetimizle ne kadar övünsek azdır. Her milletin başına zaman zaman musibetler gelir. O musibetler, belalar geldiği zaman biz isyan edenlerden değiliz. Deprem bölgesinde 13-14 milyon etkilendi, seferber olduk. Onlar bizim akrabamız değil ama bizim kendilerine yardım etmemiz gereken insanlar. Şurada 6 Şubat depreminden sonra deprem bölgesine gitmeyen kimse yoktur herhalde. Gitmese de yardımı ulaşmayan kimse yoktur herhalde.”
“Onların gözlerini korkutmaya devam edeceğiz”
İsrail’in saldırılarından sonra Gazze’nin depremde yıkılan Hatay’dan farksız hale geldiğini söyleyen Erbaş, şunları kaydetti:
“Kim yıktı buraları? Zalim, terörist İsrail. Peygamber efendimizin duası, ‘Ya Rabbi, zalimlerin başına zalimleri musallat eyle ve müminleri, bizleri salimen ve galiben zafere ulaştır.’ diye dua ediyoruz. Biz Filistin’i yalnız bırakabilir miyiz? Bu bize yakışır mı? Hiç bırakmadık ki. Bugün 7-8 milyonluk İsrail’in orada, milyonlarca Müslüman’ın gözü önünde binlerce çocuğu, kadını, masum insanı öldürebilmesi mümkün mü? Kim var arkasında? Haçlılar var, siyonist Yahudiler olduğu gibi siyonist Hristiyanlar var. ve nüfusları 500 milyonu aşkın. Siyonist Hristiyanlar, siyonizmi istismar ederek, kullanarak İsrail’i kurdur ve bugün ileri karakol olarak kullanıyor siyonist hristiyanlar. Dolayısıyla bizim bütün Müslümanlar olarak bunları göz önünde bulundurmamız lazım. Bizim askerimizi şehit eden, Mehmetçiğimizi, şanlı ordumuzun mensuplarını, 30-40 senedir şehit eden PKK’lılara tırlar dolusu silahı kim gönderiyor? Siyonist Hristiyanlar gönderiyor, Haçlılar gönderiyor. Onların derdi büyük. Onların derdi Türkiye. Son yıllarda Türkiye’ye yönelik bu saldırılar niye arttı? Bu Türkiye’nin geliştiğini gösterir. Türkiye’nin büyüdüğünü gösterir. Türkiye’nin onların gözlerini korkuttuğunu gösterir. Onların gözlerini korkutmaya devam edeceğiz inşallah hep birlikte.”